Sayfa(1-445): | |||
İşte teberrük için burada gösterilen nümûneler, umum işaret ve remiz ve îmaların ancak yüzde bir ikisidir. Cifir ve Ebced kanunlarıyla ve bunun yanında ilm-i hikmet ve te'vil düsturları ve Nurlarıyla keşfedilmiş ve istihrac edilmiş işaret ve remizlerin mecmu'u binin üstünde olduğunu yazmıştık. Bütün bunlar bir tek hâdiseye işaret edip, parmaklarıyla onu gösteriyorlar. Elbette bunlar, uyanık mü'minleri dikkat ile bakmaya da'vet edicidirler. Amma dünya imtihan yeridir. Bakanlar bulunduğu gibi, bakmayanlar da bulunacaktır. Lâkin burada en mühim husus şudur ki: Bakıp tetkik etmediği, görüp tahkik eylemediği halde itiraz edenlerin, hattâ su'-i zanlarla Hazret-i Bediüzzaman gibi bir iman ve hidayet abidesinin şahsiyetini ve hizmetini gıybet edenlerin, cehâlet ve taassublarına acıyoruz. Yoksa hiç alâkadar olmayıp, bakmayanlara birşey diyeceğimiz yoktur. Çünki öylesi durum, bir lâkaydlık addedilir. Onda bir sual ve cevab işi ve muaheze mes'uliyeti belki olmayabilir. Şu noktayı da burada hatırlatmak isteriz ki; Allah'ını, Peygamberini ve Kur'an ve İslâm'ın gerçek ve müstakim yolunu seven mü'minler; elbette ve herhalde, Hazret-i Üstad Bediüzzaman'a ve hizmetine ve mesleğine -iştirak etmese de, benimsemese de- itiraz etmemesi, aleyhinde bulunmaması.. ve cehalet adına tenkid etmemesi şart ve vâcibdir. Çünki kat'iyyen tebeyyün etmiştir ki; bilerek Bediüzzaman'a ve mesleğine itiraz etmenin, tenkid etmenin, hele çirkin gıybetlerle aleyhinde bulunmanın, doğrudan doğruya Kur'an ve Peygamber ve İslâm dinine itirazı ve tenkidi içine almaktadır. Evet, Bediüzzaman Hazretleri dokuz yaşından doksan yaşına kadar bütün herşeyiyle, tamam himmet ve gayretiyle ve bütün samimiyet ve ihlasıyla; -dünyada hiçbir şey, hiçbir meta, hiçbir gaye ve hedef, hiçbir şan ve şeref gözetmeden- Kur'an'a ve İslâm'a hizmet etmiştir. Hayatı pürüzsüzdür. Dinin izzeti, İslâm'ın yüceliği ve imanın satvet ve salâbeti adına onun hayatı yüce şanlarla, kahramanlıklarla doludur. Her türlü ihlassızlık şaibelerinden uzaktır. Dünyevî menfaat gibi hasis şeylere aslâ ve kat'â tenezzül etmemiş bir din rehberidir. O halde O, elbette umum mü'minlerin müşterek malı olan bir hakikata bütün ehl-i iman namına hizmet etmiştir. Öyle ise, bu durumdaki bir Bediüzzaman'a itiraz veya tenkid edenler, herhalde ve mutlaka ya câhil ahmaktır, ya da muannid mütaassıbdır, yahud da bilerek veya bilmeyerek dinsiz mülhidlerin tuzağına düşmüş olarak zendeka hesabına olan bir davranıştır. Allah muhafaza buyursun!. Cenab-ı Allah (C.C.) lütuf ve keremiyle bize ve bütün hakikî mü'minlere ihlâs, samimiyet, dikkat ve dinde hamiyet ve gayret ihsan eylesin! Âmin.. âmin.. âmin.. bihürmeti Seyyid-il Mürselîn... Kelimenin manası için üzerini çift tıklayınız. | |||